Türk Firmalarının Ukrayna’daki Cesareti Savaşta Vazgeçmeyenler

Savaş, yalnızca cephelerde değil; ticarette, iletişimde ve hayatta kalma mücadelesinde de kendini gösteriyor. Ukrayna’da devam eden savaş ortamı, birçok yabancı yatırımcının bölgeden çekilmesine neden olurken, bazı Türk firmaları ise tam tersine bu dönemi stratejik bir yatırım fırsatına dönüştürdü. Bu cesaret nereden geliyor? Ve bu firmalar hangi stratejileri benimsiyor?

Bu yazıda, uzun yıllar Ukrayna ile çalışan biri olarak bir iç sesle, bu süreci değerlendirmek istiyorum.

Türk Firmaları Neden Vazgeçmiyor?

Türk girişimciler krizlere yabancı değil. Ekonomik dalgalanmalar, bölgesel çatışmalar, jeopolitik belirsizlikler. Tüm bunlar Türkiye’de iş yapmanın bir parçası olarak görülür. İşte bu alışkanlık, Türk firmalarını kriz ortamlarında da soğukkanlı hareket etmeye itiyor.

Ukrayna özelinde ise geçmişe dayalı güçlü bağlarımız var:

• İnşaat sektörü yıllardır bölgedeki büyük projelerde aktif.

• Tarım ve gıda ihracatı sürekli artan bir grafik çizdi.

• Lojistik firmaları Karadeniz hattında etkin bir şekilde çalıştı.

• Ve Türkiye’de Ukrayna ile ilgilenen çok sayıda deneyimli profesyonel ve kuruluş var.

Cesaret, plansız bir meydan okuma değil. Tam aksine, bu firmalar kriz anlarını iyi analiz edilmiş stratejilerle yönetiyor.

Peki nasıl?

1. Yerinde Varlık Stratejisi

Bazı firmalar Ukrayna’da ofis, depo veya temsilcilik açarak sahada olmayı tercih etti. Bu, yerel düzenlemeleri daha yakından takip etmeyi ve değişen ihtiyaçlara hızlı yanıt vermeyi sağladı.

2. Lojistikte Alternatif Yollar

Karadeniz hattındaki aksamalara karşı kara ve Ro-Ro taşımacılığı öne çıktı. Bazı firmalar Polonya, Romanya ve Moldova üzerinden alternatif lojistik güzergâhları planladı. Lojistik riskleri yöneten firmalar bir adım öne geçti.

3. İkili İlişkiler ve Sivil Diplomasi

Türkiye’nin Kiev Ticaret Ataşeliği, TUİD (Ukrayna’daki Türk İşadamları Derneği) ve çeşitli sivil toplum kuruluşları ile koordineli hareket eden firmalar, yerel ağlarını etkin kullandı.

Türk firmalarının Ukrayna’da bulunması sadece ekonomik bir hamle değil; aynı zamanda insani ve sembolik bir duruş. Dayanışma kültürümüz, Türk iş dünyasını diğer ülkelerden ayıran önemli bir unsur. Bu nedenle, bazı firmalar yalnızca ticari faaliyetle kalmayıp, bölgede sosyal sorumluluk projelerine de imza attı.

Ukrayna'da bugün varlık gösteren Türk firmaları, geleceğin bölgede söz sahibi olacak aktörleri arasında yer alıyor. Cesaretle atılan her adım, stratejiyle birleştiğinde sadece kazanç değil; güven ve sürdürülebilirlik de getiriyor.

Ben de bu sürecin bir parçası olarak yıllarca Ukrayna’da projelerde yer almış, iş birlikleri kurmuş biri olarak biliyorum ki: Ticarette en güçlü yatırım, güvene yapılan yatırımdır.