Karayolu Lojistiğinde Son 100 Kilometre Krizi
- 17 Eyl
- 2 dakikada okunur
Türkiye ihracatının yaklaşık %55’i karayolu ile yapılıyor (TİM verileri 2024). Ancak gözden kaçan bir gerçek var. Mallar Avrupa’ya veya Orta Doğu’ya gidene kadar büyük ölçüde planlı ilerlese de, işin en karmaşık kısmı ''Son 100 kilometre”.
Bu kısımda yaşanan trafik sıkışıklığı, şehir içi giriş yasakları, aktarma zorunlulukları, lojistik köy eksiklikleri ve park alanı yetersizlikleri hem maliyeti hem de teslimat sürelerini ciddi şekilde etkiliyor.

Neden Bu Konu Önemli?
Avrupa’da Çalışmalar
Almanya, Hollanda ve Fransa gibi ülkelerde “last mile freight” için özel lojistik köyler, elektrikli kamyon koridorları ve şehir içi mikro-depolama sistemleri geliştiriliyor.
Türkiye’deki Durum
İstanbul, Bursa, İzmir ve Gaziantep gibi sanayi şehirlerinde karayolu ihracatı yoğun. Ancak kamyonların şehir merkezlerine giriş kısıtlamaları ve aktarma zorunlulukları ciddi verimlilik kaybı yaratıyor.
Örneğin: İstanbul Ambarlı Limanı’na giriş yapan tırların %40’ı şehir içi trafik nedeniyle planlanan teslim zamanlarını tutturamıyor (UTİKAD raporları, 2023).
Verilerle Sorunun Boyutu
Türkiye’de lojistik park/terminal eksikliği
Avrupa’da ortalama 100 km² alana 3 lojistik park düşerken, Türkiye’de bu oran 1’in altında.
Trafik maliyeti
TIR’ların İstanbul çevresinde trafik nedeniyle yılda yaklaşık 120 milyon litre yakıt fazladan tükettiği (ODD, 2023 tahmini).
Çevresel etki
Bu fazla yakıt tüketimi yaklaşık 300 bin ton CO₂ emisyonu anlamına geliyor.
Öneriler
Son 100 km için lojistik köyler
Sanayi bölgeleri ile limanlar arasına küçük, modüler lojistik köyler kurulmalı.Tırlar buraya kadar gelip, şehir içine daha küçük ve çevreci araçlarla dağıtım yapılmalı.
Dijital Zamanlama
Tırların limanlara ve organize sanayi bölgelerine giriş çıkış saatleri dijital bir sistemle yönetilmeli. Avrupa’da Rotterdam Limanı bu sistemi kullanıyor ve bekleme sürelerini %35 azaltmış durumda.
Elektrikli ve Hibrit Araç Koridorları
İstanbul, Bursa ve İzmir çevresinde elektrikli tırlar için özel güzergahlar teşvik edilmeli. Bu hem maliyet hem çevresel sürdürülebilirlik için kritik.
Ortak Yük Paylaşımı
Özellikle son 100 km’de tırların doluluk oranı %60’lara kadar düşüyor. Ortak dijital platformlarla yük paylaşımı yapılmalı.
Türkiye ihracatçısının maliyet avantajı kazanması için sadece uzun mesafe taşımalar değil, “son 100 kilometre”nin optimizasyonu da kritik. Bugün gözden kaçan bu konu, yarının lojistik rekabetinde belirleyici olacak.
Lojistikte kaybedilen saatler, aslında ihracatta kaybedilen fırsatlar demek. Türkiye, karayolu taşımacılığında son 100 kilometreyi çözmeden, küresel rekabette istediği sıçramayı yapamaz.





Yorumlar